12 Nisan 2011 Salı

Müthiş Elbombastico 3-3

Dünyanın en önemli 11. derbisi olan ElBombastico  maçı dün akşam Şan Siro'da oynandı. Gerek saha içindeki mücadelesi ile gerekse tribun şovlarıyla adına adına yakışır bir derbi oldu.
Maça hızlı başlayan taraf müthiş taraftar desteği ve onursal teknik direktörü Rıdvan Dilmen'in klasik 4-4-2 taktiğini uygulayan Neurosport oldu. Henüz ilk dakikalarda Emre'nin müthiş pasının güzel bir göğüs kontrolü ile alıp dönerek vuran Atilla'nın  pozisyonunu hakem elle kontrol olduğu gerekçesi ile iptal etti. Bu pozisyondan kısa süre sonra bu sefer Emre'nin sağ taraftan yaptığı ortaya kalecinin Petr Cech vari müdahalesi sonucunda ile topla buluşan takımın ele avuca sığmaz hunhar çocuğu Koray takımını öne geçiren golü attı. Golden sonra da özellikle ilk yarının ortalarına kadar Neurosport'un etkili ataklarını seyrettik. Bu arada dakikalar yirmiyi gösterirken Atilla'nın önce üst direğe çarpan sonrada çizgide seken topuna hakem devam kararı verdi, bu tip pozisyonlarda tartışmayı önlemek için Gazoz Ligi yönetimi önümüzdeki sezon çizgi kamerası veya çizgi hakemi uygulamasına mutlaka geçmelidir. İlk yarının sonralarında temposunda düşüş yaşayan Neurosport skor üstülüğü nedeniyle geriye doğru yaslanmaya başladı, bunu fark eden kurt hoca Bağış Erten savunmasını öne çıkararak takımı kanatlardan oynatmaya başladı, bu taktik değişiklikten sonra devre sonuna kadar Ayazma'nın üstünlüğünde geçen bir maç izledik. Ayazma pozisyonlar yakalasa da kalesinde devleşen Onur rakip takımın gollük ataklarını büyük bir ustalıkla önledi. Neurosport tarafında ise Erman Yaşar ve İsmail Şenol bu hamleye karşı oyuna bir oyuncu sokup sahada sekiz kişinin yerinin değiştirerek karşı takımın kafasının karıştırmayı denediler nitekim bu değişiklik ile ilk yarıyı 1-0 önde kapattılar.
İkinci yarıya ilk yarının sonunda yakaladığı rüzgar ile giren Ayazma üst üste pozisyonlar bulmaya başladı ve arka arkaya buldukları gollerle maçı 1-2'ye getirdiler. Maç bu şekilde sürerken Emre (aka Parma) kullanılan frikikten kaleciden seken topta boş kale ile karşı karşıya kaldı, topu ağlarla buluşturmak yerine kaleciye nişanlayınca maçı dengeye getirme şansını değerlendiremedi. Bu arada Ayazma artan baskısı ile bulduğu pozisyonlardan birinde oyunu 1-3'e getiren golü buldu. Maçın bu bölümünde Onur'un yaptığı kurtarışlar olmasa skor Ayazma lehine büyüyebilirdi.
Ayazma 1-3'lük skorun rehaveti ile son 10 dakikaya girildiğinde oyunu kendi sahasında kabul edip kontra toplarla skor arama yoluna gitti, işte bu noktada ilk yarıda yaptıkları değişikliklerle rakibin kafasını karıştıran Erman & İsmail ikilisi bu kez üçlü savunmaya geçip Emre'yi forvetin arkasına yollayıp çift forvete geçti. Bu değişiklik ile maç başında Rıdvan Hoca'nın "bitik 10 numara" dediği Emre sazı eline aldı ve kullandığı frikikten dönen topla giren gol ve uzaydan vurduğu şutla takımına müthiş bir geri dönüş yaşattı. Müşteri oyununa rağmen tabi ki Emre bir Alex değil. 

11 Nisan 2011 Pazartesi

Tayfur Hoca'nın Seçimleri


Schuster'in gidişi ile takımın başına geçen Tayfur Hoca'nın önünde tek önemli hedef kalmıştı, Ziraat Türkiye Kupası'nı kaldırmak. Aslında bu hedefin yanında bence bir diğer önemli hedefi de gelecek yıllar için umut veren Beşiktaş'ın yeniden canlanan öz kaynak varlıklarına daha fazla şans vermekti. Nedense Tayfur Hoca kendisinden hiçbir beklentinin olmadığını Süper Lig maçında bile bu konuda bir hamle yapmadı, üstelik karşısındaki rakip ligten düşmesi hemen hemen kesinleşen Kasımpaşaspor varken bile. Eminim ki dün stada giden veya televizyon karşısına geçen Beşiktaş'lıların Atınç'ı, Furkan'ı, belki de oyunun son bölümünde Muhammed'i görmek en büyük istekleri idi ama Tayfur Hoca'da diğer Türk antrenörlerden bir farkının olmadığını, ezberciliğin ve garanticiliğin bu ülkede geçer akçe olduğunu bir kere daha kanıtladı. Böylesine iddasız ve puan kaybı olsa dahi kimsenin sesinin çıkmayacağı bir maçta bu kolaycılığa gitmek Tayfur Hoca'yı da diğerleri ile aynı yere koymuştur. Unutmamak gerekir ki başarıyı her zaman diğerlerinden daha farklı düşünenler getirir. Kaldı ki bu iddasız maçta kendisine atılan tekmeler nedeniyle hırslanan Quaresma az daha ciddi bir sakatlık geçiriyordu eğer geçirdiği sakatlık çok daha önemli olup Gaziantep maçını kaçırsaydı garanti yolu tercih eden Tayfur Hoca çok daha büyük bir problemle yüzleşmek zorunda kalacaktı. Dünkü bu tabloyu gördükten sonra sahaya korkusuzca Necip'i, Onur'u Atınç'ı, Furkan'ı, Doğukan'ı, Cenk'i, Ersan'ı ve hatta Muhammed'i süren Schuster'e olan saygım bir kat daha arttı.

6 Nisan 2011 Çarşamba

Final Yolu Açık 3-0


Dün bir kere daha gördük ki televizyon başında yorum yapmak hayatta en kolay iş. Schuster sezon başından beri oynattığı oyun nedeniyle ciddi eleştiri alıyor gereksiz risk aldığından bahsediliyordu. Takımın kadro yapısına ve oyuncuların özelliklerine bakıldığında aslında takımın pozisyon bulması ve etkin bir oyun sergilemesi için High-Line oynamaktan ve önde basmaktan başka şansı yoktu. Tayfur hoca ilk geldiği maçtan itibaren oyun yapısını Türkiye'de sıklıkla kabul gören iki savunmaya yönelik orta saha oyuncusu ile oynatmaya başladı, bu durumda da ilk altmış dakika için kendisine yöneltilen "önde çoğalamıyor ve baskılı oynamıyor" yorumlarının hedefi oldu. Bir kere şunun altını önemle çizmek gerekir, dünya üzerinde hiçbir takım bu tipte oyuncularla high-line oynamadan önde baskı kurup rakibini karşı alana hapsetme şansına sahip değildir. Tabi ki şimdi yazıya kazanılan 3-0'lık maçtan sonra neden böyle bir giriş yaptın diyeceksiniz, dün akşamki maçta ilk altmış dakikada Gaziantep'in elde ettiği 5 net pozisyondan bir veya ikisi kalemizi bulsa ya da Rüştü belkide kariyerinin en iyi maçını oynamasa bugün çok farklı şeylerden bahsediyor olacaktık, öncelikle bunun altını çizmek istedim.

Özellikle ilk altmış dakikaya baktığımız Beşiktaş'ın direnen oyuncuları Rüştü, Toroman, Necip ve İsmail oldu. Özellikle Hilbert'in bulunduğu kanatta önündeki Quaresma'dan da hiç yardım alamaması nedeniyle Olcan ve Wagner'in birlikte geliştirdiği ataklarda çok net pozisyonlar verildi. Zaten takımın özellikle ligde bu durumda olmasının en büyük nedenlerinden birisi takım içinde gerçek anlamda bir sağ bek olmaması ve o bölge oynayan oyuncuların yaptıkları pozisyon hatalarıdır. Beşiktaş'ın yediği golleri analiz ettiğinizde o bölgedeki oyuncuların katkısı hiçte azımsanacak düzeyde olmadı. Burada özellikle Cenk'in performansından da bahsetmek gerekir, özellikleri nedeniyle belkide Türkiye'nin en farklı ileri uç oyuncusu. Bir forvet için aranan tüm özellikler kendisinde var, önümüzdeki yıllarda bu ligi domine edecek en önemli oyunculardan birisi olacak.

Maç Gaziantep'in üstünlüğü ile sürerken Tayfur Hoca çok doğru bir hamle ile sahada hiçbir şey yapmayan Guti'nin yerine Fernandes'i alarak çok doğru bir hamle yaptı. Burada Guti için bir parantez açmak gerekli, hafta içinde Twitter hesabından yazdığı önümüzdeki sene ile planlarının doğruluğunu dün geceki performansı ile kanıtladı. Sakatlıktan yeni çıkmasını performansının düşüklüğü ile bir bahane olarak öne sürebiliriz ama sezon başındaki Guti kötü oynadığı maçlarda bir arkadaşlarına yaptığı müdahalelerle takımın gerçek saha içi lideri olmuştu, dün sahada gezinen Guti'nin bir tek bedeni sahadaydı ruhu ise İspanya'da.

Fernandes değişikliğinden sonra takım özellikle orta sahada belirgin bir haraket kazandı, orta sahadaki baskı ile kapılan bir topta Simao'nun çok sevdiği noktada bir serbest vuruş kazandı. O bölgeden kullandığı serbest atışlarda çoğu futbolcunun penaltı yüzdesinden yüksek bir yüzde ile gol atan Portekiz'li bu durumu değerlendirmesini bildi ve Beşiktaş çok kötü başladığı maçta bir anda senaryoyu tersine çevirdi. Bu dakikadan sonra moral olarak çöken Gaziantep gelen ikinci golle birlikte kendisine Avrupa yolunun ligden geçeceğini anladı. İkinci golde ise bu sefer Almeida ile özdeşleşmiş bir ön direk kafa golü geldi ve Beşiktaş için final yolu açıldı.

Özellikle Fernandes'in girişi ile Quaresma ve Simao'nun artan etkinliği ile son yarım saatte kendisine final için gerekli skoru çıkan Beşiktaş bu kadar kötü geçen bir lig performansından sonra en azından sezonu kupa ile kapatmak yolunda önemli bir adım attı. Kupa yolundaki tek tehlike finale İBB'nin çıkmasıdır.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...