30 Ağustos 2009 Pazar

Beşiktaş 0 Gaziantep 0



Tüm maç boyunca gözlerimiz Beto üzerindeydi, ne de olsa seneye Bobo'yu 5 milyon dolara satıp 7 milyona onu alacağımız için alıcı gözle izleyelim dedim. Şaka bir yana maç yazısına Tabata ile başlamak lazım. Gaziantep Beşiktaş'dan önümüzdeki 3 sene için tüm transferleri için yeterli kaynağı sağlamış durumda. Şehrin girişine sanırım Yıldırım Demirören'nin heykelini dikeceklerdir herhalde. Bu transfer Delgado'nun ameliyatının hemen sonrasında MAKUL bir bedele gerçekleşseydi geçen senenin en verimli 10 numarasına hiç kimse bir eleştiri getiremezdi. Ancak ödenen para da sezon başında yaşanan puan kayıpları ve yaklaşan şampiyonlar ligi maçlarının büyük etkisinin olduğunu düşünüyorum. Tabata'nın takıma yapacağı katkıya geldiğimizde geçen sene Yusuf'un yaptığından daha az olacağını düşünmüyorum.

Cumartesi gecesi TV'den yayın olmamasına ramen federasyonunu maçı Cuma gününe alması enterans bir nokta deyip federasyona göndermemizi yaptıktan sonra maça geçelim. Aslında yavaş geçen ilk yirmi dakika dışında Beşiktaş gölü üretmek adına oldukça arzulu ve istekli oynadı. Golü yakalabilecek pozisyonlarda bulmasına ramen bir türlü sonuç elde edemedi. Özellikle Serdar Özkan'nın üretken futbolu takımın karşı kaleye gitmesini kolaylaştırdı. Serdar Özkan'ı mükemmel oynadığı Şerif maçlarından beri ilk kez bu kadar pozitif gördüm, tek eksiği sonuna kadar getirdiği işin tamamlayacak son hamle eksikliği.
Bu sezon sıklıkla Erhan'ı görmeye alıştığımız sağ kanatta yeni transfer Kaş'ı gödük. Açıkçası İbrahim'in koskoca bir sezonu bomboş geçirdiği çok belliydi. Daha otuzuncu saniyede maçın başladığını idrak edemeyip arkdasına kaçırdığı adam yüzünden maça Beşiktaş 1 - 0 geride başlayacaktı. Geçen hafta oyunu son bölümünde dahil olan Rıdvan'nın Erhan'nın yerine oynaması daha doğru olacağını düşünyordum. Zaten Ekrem'in ve Toroman'nın iyileşmesi ile forma yüzü bulamıyacak Rıdvan'a bu şansı tanımak gerektiğini düşüyorudum. Ama Mustafa hocanın doğası gereği herkezin düşündüğünü düşünmemesi gerekiyor.

Mustafa hocanın bu sene denediği ile 4'lü için sakatların acil bir şekilde takıma dahil olaması gerekiyor. Geçen seneki organizasyondan farklı olarak Ernst ve Fink'in önündeki dörtlü devamlı olarak yer değiştirerek pozisyon arıyor. Son zamanların moda deyimiyle organize kaos yaratmaya çalışıyorlar. Ama bu sistemin kesintisiz olarak devam edebilmesi için özellikle 60. dakikadan itibaren yedek klübesinden beslenmesi gerekir. Yusuf ve Bobo'nun iyileşmesi ve Tabata'nın takıma dahil olmasıyla bu taktiği daha etkin bir şekilde sahaya yansıtacaklarına inanıyorum. Mustafa hocanın bu taktiğinde Nobre'nin yeri anca maç henüz kopmamışsa son dakikalarda ki yaratılacak karamboller olacaktır. Bunun dışında Nobre'ye sıkca forma vereceğini sanmıyorum. Batuhan'ın bile alacağı görevleri Nobre'den daha faydalı olacaktır. Bu taktik değişikliğle yeterince hazırlık maçı yapmayan takım aslında oynadığı maçlarda bu eksiğini gideriyor. Ve bence her maç daha da iyi oluyorlar. Tek eksik kaleye sokamadıkları top :)

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Genclerbirligi 0 Besiktas 0



Ingilizlerin klasik bir sozu var `Ilk alti hafta da sampiyonlugu kazanamassiniz ama kaybedersiniz` Besiktas oynadigi ilk uc macta bunu basarmak yolunda emin adimlarla ilerliyor. Aslina bakarsaniz Mustafa Denizli bu seneye transfer sezonunda buyuk yaralar alarak basladi. Hocanin kafasinda ki sablonda bu sene icin Mehmet Topuz ve Gokhan Zan bulunuyordu. Gokhani Galatasaray`a Topuz`u Fenerbahce`ye kaptirinca yabanci kontenjanindan bir oyuncuyu defansa kullanmak zorunda kaldi. Belki de Zan kalsa gorev Zapo`dan dogacak bosluk ile ucuncu bolgeye iyi bir takviye yapilacakti. Bu durumda hem Topuz hem de yeni transfer ile gercekten guclenmis bir Besiktas karsimizda olacakti. Bu arada ilk uc haftada hic forma sansi bulamayan Topuz, Besiktas`da simdiden sezonun en sevilen ismi olurdu. Oynanan maclarda ki kisir futbola bakilinca Besiktas icin gercekten aranan bir isim haline geldi. Aslina bakarsaniz su an icin Genclerbirliginin yeni transferi Harbuzi bile bu takimin orta sahasinda rahatlikla forma sansi bulabilir.

Bu orta saha sikintisi icinde Ugur Incemana ozel bir paragraf acmak istiyorum. Antalya macinda oyuna girdiktikten sonra yaptigi pozitif katki ile bana acabami dedirtti ama Cumartesi gunu oynadigi futboldan sonra kesinlikle kararimi verdim Ugur`da Besiktas icin gercekten bir hayal kirikligi.

Bu kisir ve uretkenlikten uzak takimda Mustafa hocadan beklentim maca Ismail ve Ridvan ile baslamasiydi. Ilk yarida her ne kadar yaptigi ortalar isabetsiz olsada Erhan`in yaptigi bindirmelerde sans bulmasi en azindan takimin pozisyon uretebilmesi icin tek sansinin kanatlar oldugunu kanitlar cinsdendi.

Tabiki bir paragrafida Nobre`ye acamadan gecemiyecegim. Cok sevgili 2.2 milyon euroluk hucum oyuncumuzun bize en faydali olacagi yer stoper olarak degerlendirilmesi gibi geldi. Top teknigi pozisyon alisi ve gol pozisyonlarini onleyisi acisindan super ligin goz dolduran stoperlerinden birisi olmaya gercekten aday Mert Nobre. Hem de bu ozelliklerin yaninda Turk pasaportuda var :)

Besiktas`in gelecek vaadetmeyen bu futbolunu gordukten sonra bize Sampiyonlar liginde sansli bir kura cekmesini dilemekten baska birsey kalmiyor. Aksi takdirde Mustafa hoca Fenerbahce ile yakaladigi sifir basarisini egale edebilir.

18 Ağustos 2009 Salı

Nobre İle Ve Nobre'siz


Beşiktaş geçen senennin şampiyonu olarak seyirci açısından ilginç olan iki maç ile sezona başladı. Sezonun ilk maçında İBB dışında kimsenin futbol oynamak istemediği Olimpiyat stadında başladı. İkinci maçında da İnönü sezonunu seyircisiz olarak açtı. Bu iki seyircisiz maç ile sezona başlamak aslında görüldüğü kadar kolay değil. Bu iki maçtan bence minimum kayıpla çıkmıştır.

Mustafa Denizli sezon öncesi yaptığı az sayıda hazırlık maçini sezonun ilk maçlarında telafi etmek istiyor. Bu nedenle orta alanda Fink - Ernst ikilisi ve forvette Nihat'la başladığını düşünüyorum. Kadroyu bu şekilde oluşturmasının nedenin şampiyonlar ligi için hazırlık olduğnu düşünüyorum. Sezonun ilerleyen maçlarında özellikle görece zayıf takımlara karşı İnönü'de bu ikili ile oynamıyacağını düşünüyorum. Altı kişilik yabancı kontenjanını bu şekilde kullanınca ileride Nobre'yi kesinlikle oynatmak zorunda kalıyor. Nihat'ın gelişi ile ileri dörtlü geçen seneye göre farklı olarak sabit olamak yerine biribileri arasında yer değiştiriyorlar bu druumda Nobre en uç yerine alternatif bir yere geçtiğinide değil pozisyon yaratmak arkadaşlarına pas bile veremiyor. Çünkü mevcut kısıtlı yetenekleri buna imkan vermiyor. Aslında bütün sorun yukarıda da belirttiğim gibi yabancı kontenjanından kaynaklanıyor. Özellikle İbrahim Toroman'ın iyileşmesi ve Sivok'un yerine Ferrari'nin partneri olmasıyla ilerideki ideal Holosko - Bobo - Nihat üçlüsünün daha uzun süre birlikte oynayacağını düşünüyorum. Mevcut kadroya bakıldığında ileride ki dörtlü için en iyi alternatif Tello(Yusuf) - Holosko - Bobo - Nihat olarak gözüküyor.Zaten yapılan değişiklikler ve son yirmi dakikadaki fizik üstünlük birleşince takım çok daha efektif gözüktü.

Mevcut kadro bu şekilde değerlendirildiğinde lig için yeterli olacağını düşünüyorum. Ancak Şampiyonlar ligi ve lig de oynanacak derbileri düşündüğümüzde girilecek kısıtlı pozisyonlardan mutlaka yüksek yüzde ile çıkmak zorunda aksi takdirde bu maçlardan puan alması çok zor gözüküyor.

Bu arada sezon öncesi düşüncelerimde Erhan'nın ilerleyen dönemde çok fazla forma bulacağını düşünmüyordum ama Pazartesi oynadığı futbolla özellikle Ekrem ile o bölgede ciddi bir rekabete gireceğini düşünüyorum. Sevgili Nobre'nin kalecinin kafasına nişanladığı topta yaptığı bindirme gerçekten etkileyiciydi.

Burada bir paragrafta Nobre'ye açmak istiyorum. Bugün gazetelerde ve TV de izlediğimiz bir çok yorumcu Nobre için inanılmaz özverili oynuyor ve takım için herşeyini sahaya koyuyor diyor. Zaten Nobre bunlarıda yapmasa başka bir özelliği kalmayacakki. Bence hiç bir forvet oyuncusunun en önemli özelliği özverili oynuyor olamaz. Bir defans oyuncusu veya ön libero için bu özellik önemli bir yetenek unsuru sayılabilir ama bir golcünün temel özelliği özverili olması sayılamaz. Nobre'nin son zamanlarda girdiği pozisyonları şöyle bir gözünüzün önüne getirin; hemen hemen hepsinde kaleciyi nişanladığını hatırlayacaksınız. Bu aslında yeteneksiz golcü özelliğidir, yetenenkli bir golcü bu tip pozisyonları maçta bir kere bile yakalasa kaleye sokmak zorundadır. Bu nedenle Nobre benim için BJK takımınını forveti olamaz. Doalyısıyla BJK'ın en bu sezon için en büyük derdi Nober'nin yerine alternatif bir Türk bulamamasıdır. Gerçi böyle bir alternatifimiz var ama herhalde kimse onunu nerede olduğunu bilmiyor.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...