22 Aralık 2010 Çarşamba

Cezanın ikinci taksiti 3-2

Beşiktaş, Bursa maçında saha dışında çıkan olaylar nedeniyle verilen iki maçlık cezanın ikinci taksiti için dün yine seyircisiz olarak Mardan Stad'ında idi. Gaziantep Büyükşehir Belediye'den alınan mağlubiyetten sonra Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplardan çıkmak için bu maçı mutlaka kazanması gerekiyordu. Zaten Schuster'in de elde kalanlardan sahaya sürdüğü kadrodan da bu konuda ne kadar istekliği olduğunu gösteriyordu. Dün akşamın bir başka anlamı da Lig Tv spikeri Melih Gümüşbıçak'ın başlattığı ve Bülent Uygun'un devam ettirdiği gereksiz Guti polemiğiydi. Guti'de dün akşam sahada yerini alarak bu tip küçük hesapların sadece bizim ve Brezilya gibi profesyonellikten  nasibini almamış ülkelerde geçer akçe olduğunu gösterdi. Guti konusuna girmişken iki cümle de sevgili Sergen Yalçın'a söylemek istiyorum. A2 takımındaki antrenörlük görevinden uzaklaştırıldığından beri eski klubü ve Sergen'i Sergen yapan takıma karşı uyguladığı karalama kampanyasında geçen hafta son noktaya geldi. Günlük gazeterlerin bir tanesine spor yazarı olduktan sonra bu gelişmeyi sansosyonel bir şekilde duyurma amacı ile yaptığı röportajda;
"Guti’yi yıldız oyuncu diye getirdiler. Hiç beğenmiyorum. 35 yaşındaki adamı yıldız oyuncu diye lanse edersen, işler yürümez. Hiçbir zaman Kenan İmirzalıoğlu, Erkan Petekkaya olmadı, hep yan roldeydi. Real Madrid’ de de, Zidane’ın, Ronaldo’nun yanında sırıtmadı. Guti’ye tek başına sorumluluk ver, kesin mantarlar! Onun verdiği pasları gözlerimi bağlasan atarım." ifadesini kullanan Sergen'e cevabı ben değil Zidane'nin söylediği bir söz ile karşılık vermek istiyorum;
""Guti is the only player you can never stop, not because he is stronger or faster than you, but because he is smarter."

Dün akşamki maça geçtiğimizde Beşiktaş elinde sağlam kalan oyuncularından kurduğu bir kadro ile sahaya çıktı. Tabi kadroda Quaresma ve Guti'nin olması diğer karşılaşmalara nazaran daha kolay sonuca gitmesini sağladı. Ancak bunun yanında özellikle ilk yarıda orta üçlünün Tabata - Guti ve Aurelio'dan kurulu olması nedeniyle Konya Torku orta sahayı rahat bir şekilde geçerek bol bol pozisyon bulmasının sağladı. İkinci yarı da ise Schuster bu durumu lehine geçirmek için Tabata Fink değişikliğine gitti ve o bölge de Beşiktaş kendi lehine dengeyi sağladı ama  Konya Torku'nun bulduğu iki gol de bu yarıda geldi. Konya Torku ilk hafta da Manisa karşısında aldıkları gaibiyetin bir tesadüf olmadığın gösterdi. Açıkcası dün sahada oynayan Konya Torku hemşerisi ve Süper Lig temsilcisi Konyaspor'dan çok daha fazla derli toplu ve pozitif bir futbol oynayan takım olarak gözüktü. Özellikle Galatasaray altyapısından yetişmiş olan Cafercan, Yusuf ve Hasan dikkat çekici oyunculardı. Bu gruptaki kupa mücadalesine alt liglerden gelen iki takım aldıkları puanlarla bir hayli heyecan getirdi. Gaziantep Büyükşehir Konya Torku mücadelesinden üç puan alması durumunda bu gruptaki üç Süper Lig temsilcisinden ikisi kupaya erken veda edecekler.
Bir parantez de Ali Kuçik'e açmak istiyorum. Taraftar olarak kendi takımlarımıza alt yapıdan yükselen oyunculara hep başka bir gözle bakmaya çalışırız. Bu nedenle onlara tanınan kredi dışarıdan transfer edilmiş bir oyuncuya göre çok fazla olur ve mutlak surette onların başarılı olmasını isteriz. Ali'de taraftarın bu umutlarını taşıyan bir oyuncu, Schuster'in kadro  anlaşıyı nedeniyle sezon başında zaman zaman kadroda yer bulma potansiyeli olan bir oyuncuydu. Yaşanan sakatlıklar nedeniyle bu şansı daha da arttı ve son maçlarda ilk onbirin değişmez oyuncularından birisi oldu. Ancak son iki maçta gol pozisyonlarındaki son vuruş özellikleri  ve atak organizasyonlarındaki pozisyon bilgisi bana gelecek açısından kendisine çok fazla umut bağlamamız gerektiğni gösteriyor. Tabi bir yandan da bu takımda Nobre'nin Holosko'nun da oynadığını düşünürsek onların yerine her zaman Ali'nin tercih edilmesinde benim açımdan bir sakınca yoktur.
Özetle Beşiktaş dün akşam için sahadan istediğini aldı ve Türkiye Kupası'nda gruplardan çıkması için ilk adımı attı. Şimdi devre arasına girdik muhtemelen Tabata, Zapo ve Fink ile yollar ayrılacak, Holosko'nun sözleşmesi dondurulacak  ve onların yerine üç Portekiz'li ve sakatlığı geçen Sivok dahil olacak. Ben bir çok kişinin aksine bu transferlerin önümüzdeki senenin kadrosunu planlamak adına doğru zamanda yapıldığına inanıyorum. Önümüzdeki altı ayın bu oyuncuların Türkiye'ye uyum sağlaması açısından ve takımda yer alan diğer oyuncuların Schuster'in oyun planına adaptasyonları için önemli bir zaman olduğunu düşünüyorum. Eğer transferler bu amaç doğrultusunda yapıldı ise yönetim uzun zaman sonra doğru bir iş yapmış gibi gözüküyor.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...