20 Eylül 2010 Pazartesi

Kadıköy Deplasmanı

Kadroları gördüğümüzde birçok kişideki hayal kırıklığı bende de oldu. Açıkçası maç öncesi yaptığım kadro denemelerinin hiç birinde ileri üçlüden ikisi Nobre ve Nihat’tan oluşmuyordu. Aslında geçmiş haftalardaki haftaiçi – haftasonu değişimlerinden birisini gerçekleştirmişti; CSKA karşısında oynayan Hilbert ve Tabata yerine Nobre ve Nihat vardı, Holosko ise onsekiz kişilik maç kadrosunun da dışındaydı. Schuster’in bu stardart uygulmasını bu maçı derbi gözü ile algılayıp değiştireceğini düşünülerdendim ama bende yanılanlardan oldum. Aslında Nobre tercihini geçmiş haftalardaki form durumu ile açıklayabiliriz ama Nihat için rotasyondan başka mantıklı bir açıklama kendi adıma bulamadım. Zaten Nihat’ta hakkında olumsuz düşünenleri hayal kırıklığını uğratmadığı bir performans sergiledi, neredeyse tüm maç sergilediği performans ile takımı 10 kişi mücadele etmeye zorladı. Ekrem’in sakatlanması ile onun yerine geçen İbrahim Üzülmez, sadece yürümek için kullandığı sağ ayağı ile iki kişilik oynayarak onun açığını kapamaya çalıştı.


İlk onbir tercihinde şaşırtıcı olan tercih sadece Nobre ve Nihat ile sınırlı kalmadı benim için, açıkçası yaşı diğerlerine göre daha genç olmasına ramen Cenk bence bu takımın birinci kalecisi olmalı. Hakan ne kadar iyi olursa olsun Kadıköy’deki performansları ile oynadığı her maçta kendini inkar ediyor. Geçen sene ve bu sene yediği gollerle sergilediği performans gerçekten hayal kırıklığı. Schuster yaşı ve tecrübesizliği nedeniyle Cenk’den bu hataları beklemiş olmalıdır ki kaleyi Hakan’a teslim etti. Yaşanan talihsiz sakatlıktan sonra sezonunun geri kalanında Cenk’in birinci kaleci olarak devam edeceğini düşünüyorum. Bir diğer tecrübe kurbanı da Necip oldu. Dün akşam Necip’in yerine Marco tercihi ile başladı Schuster. Bu tercih nedeniyle otra üçlünün en gerisinde olan Ernst Marco’nun gelişi ile daha önde oynadı. Açıkçası Ernst’in daha faydalı olduğu bölge bu üçlünün en arkası, Marco’nun da görevini iyi yapmasına ramen Ernst – Necip – Guti üçlüsü ileriye destek anlamında daha da yaratıcı bir üçlü oluyor.

Aslında yukarıda belirttiğimiz Nihat ve Hakan performansını bir yana bırakırsak Schuster karşılaşmanın büyük bir bölümünde oynatmak istediği futbolu Fenerbahçe’ye kabul ettirdi. Fenerbahçe’nin kontra toplarda pozisyon yakalıyacağını herkes tahmin ediyordu ancak bunun karşısında bu kadar büyük baskı kurmasına ramen Beşiktaş’ın girdiği pozisyon sayısı beklenenden az oldu. Tabiki bunun en büyük nedeni özellikle Nihat nedeniyle takımın on kişi oynamasıydı. Schuster’in oyun planında dengede giden maçta kontrolü elinde tutup her zaman yaptığı gibi 60. dakikadan sonra elindeki klube zenginliğini sahaya sürerek oyunu kendi lehine çevirmek vardı ama Hakan ve Erkem’in zorunlu değişikliği nedeniyle oyunun son bölümüne atacak tek kurşunu kalmıştı. Onu da rakibin düşen orta saha direnci karşısında ön liberosunu çıkararak sahaya Bobo’yu sürerek kullandı. Aynı Bobo Guti’den aldığı muhteşem pası değerlendirerek maçın dengeye gelmesini sağlamış oldu.

Bir paragrafda Guti’ye açmak gerektiğini düşünüyorum. Geldiği günden beri gösterdiği performans ile gerçekten onu başka bir yere koymak lazım. Oynadığı oyun verdiği paslara ilerleyen haftalarda kritik puan getiren gollerini de katacağından hiçbir şüphem yok. Onunla ilgili tek üzüntüm şimdiden iki sene sonra onun yerine kimi koyacağımız. Şimdiden o bölgedeki futbol kalitesini öyle bir yere taşıdı ki onun yerine kim gelirse gelsin sıkıntı yaşayacağı aşikar.

Fenerbahçe tarafında gerçekten bir teknik direktör zaafiyeti yaşanıyor. Takımın geçen seneden beri başında olan Aykut Kocaman’nın yaptığı transferler ne yazık ki 6+2+2 kendisine devamlı surette sorun yaratmaya müsait. Yaptığı zorunlu ve taktikseş oyuncu değişikliklerinde maçı Beşiktaş’ın önüne sundu. Bence bu takımdaki problem Alex değil Emre’nin alternatifsizliğidir. Emre’nin geçmiş beş yılını incelediğimizde bu oyuncunun sezonda otuz maçı çıkaradığını görüyoruz, hal böyle iken Fenerbahçe’nin oyun düzeninin kalbindeki ikiliden birisi olan Emre’nin alternatifsizliği dün akşam yaşananları ortaya çıkarıyor. Emre sakatlanıp çıktığında Aykut Kocaman’ın iki alternatifi vardı, birincisi Baroni’yi oyuna alıp 6+2 kontenjanı nedeniyle yabancılardan birisini çıkararak onun alternatifi bir Türk oyuncuyu sokmak ya da dün akşam yaptığı gibi Özer’i oyuna alıp Mehmet Topuz’dan devşirme bir defansif orta saha yaratmak. Aykut ikici alternatifi yaparak ikinci yarıda orta sahanın tamamen Beşiktaş’ın kontrolüne geçmesini sağladı. Açıkçası benim Fenerbahçe’de çekindiğim oyuncuların ilk sırasında Stoch vardı. Oyun sitili nedeniyle Beşiktaş’ın yaptığı çizgi savunmada en sıkıntı yaratacak oyuncuydu. Aykut Kocaman Alex’siz bir Fenerbahçe yaratma (basının büyük bir kısmı bu tabiri kullandığı için kullandım) fırsatını aslında bu maçta kaybetti, Stoch ve Dia’nın kanatlara ileride de Niang’ın olduğu takım bence Beşiktaş’a çok daha büyük bir problem yaratabilirdi. Üstelik Nihat’ın bu kadar kötü olduğu ve devşirme bir sağ bek ile oynadığı bir maç boyunca bu alternatifi denememeside Aykut Kocaman için gerçekten bir soru işaretidir.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...