13 Eylül 2010 Pazartesi

Takım iyiye ekonomi nereye (*)

İMKBye gecen hafta bildirilen finansal tablolara gore Beşiktas Futbol Yatirimlari A.Ş'nin 2009-2010 faaliyet zararı 48 milyon 442 bin tl.Özsermayesi negatif 63 milyon 784 bin tl.


Fazla söze gerek yok ama biraz daha ayrıntısına bakalım:



Aktif tarafinda dernekten alacak disinda 66 milyon defter değerinde futbolcu haklari var.Pasif tarafinda ise 300 milyon yükümlülük ve negatif 63 milyon 784 bin özsermaye (Beşiktaş yükümlülüklerinin  bununla sınırlı olduğunu da düsünmeyin aktifinde bir sey olmayan BJK Derneğinin yükümlülükleri burada yok.Konsolide ettiginiz zaman tablo daha da ağır).

Bu bilancoya Ticaret kanunun iflas hükümlerinin uygulanmamasi Ticaret Mahkemesinden alınan bir bilirkisi rayic deger kararıyla sağlanıyor.Geçmis tarihli bu tutanakta simdi takimda olmayan Delgadonun 6 milyon,Tellonun 6 milyon,Serdar Özkan ve Serdar Kurtuluş'un 2şer milyon ve Yusuf'un 1.5 milyon euro üzerinden değerlendirilmis oldugunu da söylemekte fayda var.



Bu bilanconun altina imza atacak bağimsiz denetci bulunsa da bu yapiya kredi verecek banka bulunmuyor olmali ki banka kredileri hic artmiyor (neyse ki!).Olanlarin faiz oranlari da agirlikli olarak %17.45 TLde,%8.24 dovizde.Piyasayi bilen biri kara listeye alinmis bireysel bir tuketicinin bile bu oranlardan daha ucuza borçlanabilecegini bilebilir.



Bir faaliyet döneminde bile bu kadar zarar yazan yapıya kaynak nereden geliyor peki?

1.Veresiye defterine yazilarak

2.İleriye donuk gelirler cari donemde kullanilarak

3.İliskili taraflardan yani dernekten.

Derneğe de artik aile ilave para koymadiğina göre yeni yöneticilerden kısmen ama büyük oranda faktoring şirketinden aktarılmış anladigim kadarıyla.Burada da Fulya gelirleri devreye giriyor.Anlasmanin içerigini bilmiyoruz.Ama sunu biliyoruz ki burada 10 tane Fulya'niz olsa bu gelir-gider yapısıyla bu yapıyı uzun süre finanse edemezsiniz.



Faaliyet kısmına bakalım:

En büyük kalem 50 milyonla naklen yayin gelirleri.Neyse ki bu gelir Beşiktaş yönetiminin becerisi disinda üçüncü taraflarca dagitiliyor.Yoksa burada da aleyhimize cok ciddi farklilasma olusabilirdi.Çünkü diğer gelir kalemlerinde çok ciddi sorunlar var.Pahali bir takim olmusuz ama gelirler artmamış.Eğer herkesin beklentisinin ötesinde naklen yayin gelirleri bu kadar artmamis ve Beşiktas'a Şampiyonlar Ligi'nden bu faaliyet döneminde 20 milyona yakin para girişi olmamış olsa bu tablo nasil olurdu düşünmek bile istemiyorum.

Giderlerin büyük kısmını oluşturan futbolcu ücret ve lisans amortismanlari ne kadar artarsa artsin Beşiktaş, tribun gelirleri,lisansli ürün satisi ve diğer sponsorluk gelirlerini arttiramiyor.Fenerbahçe yeni stadıyla yıllık en az 25 milyon dolarlik tribun gelirine ulasti.Beşiktaş ise carpici transferlere rağmen kombine de 14 bine ulaşamadı.Bu sayının da büyük kısmı açık tribun ve sponsor kombineleri,yani en iyimser tahminle 10 milyon dolar.Ticari urun satışındaki fark daha da çarpici (son macta gordugum kadariyla Çarsidaki Kartal Yuvasi kapanmisti.umarim zarar ettiginden kapanmamistir.çünkü eğer orasi da zarar ediyorsa durumumuz gerçekten vahim).



Yani Beşiktai'in artik bu sekilde yönetilmemesi gerekiyor.Ticari ürünler satiş yönetimi kötü,tribun gelirlerini arttıracak modern bir stadın yapımı halledilemiyor, sponsorluk yönetimi iyi değil ve bunlar cözülmeden basiretsiz bir yönetim gösterilerek harcamalar arttırılıyor.boylece klüb her geçen gün biraz daha mali  çöküşe yaklaşiyor.Bir durup Turkiye'de ve dunyada futbol nereye gidiyor,kalici başari icin klup nasıl yeniden organize edilmeli,nasil tesisleşmeli ve kurumlaşmali diye sorgulanması ve sağlikli bir mali yapıya kavuşturulmasi gerekiyor.Ama klup yönetimi freni patlamiş araba gibi hızla gidiyor, biz de transferle kendimizden geçerek "yetmeeez Demiroren" diye tempo tutuyoruz.(Bu senenin tek olumlu tarafi ses getiren transferlere rağmen geçen senenin altinda harcamis olmamız.Bu da ya Serdal Adali faktörü ya da mali yapi daha fazlasına izin vermedi.)



Beşiktaş'in böyle yönetilmemesi gerekiyor diyoruz ama bilanco dipnotlarinda öyle davalar var ki bırakın klubun yönetimini klubun Allaha emanet gittigini anlamak mumkun:



- Schalke 04 klubuyle Ailton transferi nedeniyle yapilan sözlesme uyarınca özel maç yapılmadığı için 220 bin euro ceza ödenmesi

- River Plate'e Higuainin transferi nedeniyle ödenmeyen 616 bin euronun faiz ve mahkeme masraflariyla ödenmesi

- Schieldenfel'din transferi nedeniyle menejerine ödenmeyen 150 bin euronun fazi ve masraflariyla birlikte ödenmesi

- Villereal klubune Nihat Kahvecinin transferinden kaynaklanan 3 milyon 250 bin euronun faiz ve mahkeme masraflariyla odenmesi

- Genoa klubu Ferrarinin transferinden dolayı alacağının odenmedigi icin vs vs



Del Bosque tecrübesine rağmen buyurun değişen bir şey yok.Bırakın 100 yillik Türkiye'nin en büyük spor klubunu bir bakkal bile böyle yönetilmez.



Sonuç olarak Besiktaş iyi bir yonetimle mali ve kurumsal anlamda yeniden yapılanmazsa kısa vadeli sportif başarida iniş ve çıkışlar eşliğinde mali çöküşe doğru gidiyor bence.

(*) Yazı Bülent Topbaş tarafından kaleme alınmıştır.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...