17 Ağustos 2012 Cuma

Yeni Sezon

Son postun üzerinden o kadar zaman geçmiş ki bloğun şifresini hatırlamak için ona yakın deneme yapmam gerekti. Gerçi bu denemelerin sebebi yaşlılık mı yoksa Demirören'in üzerime attığı isteksizlik mi onun sebebini bulamadım. Aslında moda deyimle 3 Temmuz ile başlayan süreç belki de "gerçek" Beşiktaş'lı taraftarın sekiz sene boyunca hayalini kurduğu Demirören'siz Beşiktaş'ı gerçekleştiren bir son ile tamamlanmıştı. Seçim döneminde de geçmişten hesap sorma vaadi olan ve transfer ettiği değil yetiştirdiği oyuncularla özüne dönme vaadi olan bir başkan ile buluşmuştu. Tabi ne oldu ise bu noktadan sonra oldu, çok güzel başlayan balayı maalesef neredeyse "yokmuş bir birlerinden farkları" noktasına kadar geldi. Önümüzde uzun bir sezon olduğu için işin bu taraflarına çok girmeden bugün sadece saha içini değerlendireceğim. Özellikle yeni yönetimin mali raporları ve geçmiş dönem araştırması ile ilgili detaylara baktığımızda işin bu tarafına daha detaylı olarak bakarız.

Yönetimin yeni sezon ile ilgili en önemli kriteri "parasını ödeyebileceğimiz" futbolcu ile çalışacağız oldu. Aslında seçimden hemen sonra ağızlarına sakız ettikleri "küçüleceğiz" mottosundan çok bu ifadeyi kullansalardı belki de bu kadar yanlış anlaşılmaya olanak vermeyeceklerdi. Çoğu insanın küçülüyoruz ifadesinin içindeki küçülmeyi elindeki ücret olarak pahalı oyunculara veda edip yine bir moda deyim olan FEDA edenlerle yola çıkılacağı algısına oturtmasına sebeb oldu. İşin gerçeğine bakarsanız küçülme işin sadece maddi tarafındaki daralmayı temsil ediyordu, politika olarak maddi küçülmeye gidilirken geleceğe dönük doğru adımlarla çok doğru bir hamle yapılabilirdi. Küçülme ve FEDA işi bu politikanın o kadar önüne geçti ki bu süreçte yapılan bir çok doğru hamlenin de gözden kaçıp yanlış yorumlanmasına sebebiyet verdi. Burada doğru olan ve öne çıkarılması gereken söylem kesinlikle parasını ödeyebilecek oyuncularla yola devam etmek olmalıydı. Dediğim gibi biz işin politika tarafına daha fazla girmeden izlediğim hazırlık maçları ve transfer edilen oyuncular üzerinden bu kadro ne iş yapar kısımına bakalım.

Transfer döneminde yolların ayrıldığı oyuncular;
  • Matteo Ferrari (Montreal Impact)
  • Korcan Çelikay (Sivasspor)
  • Erkut Şentürk (Eskişehirspor)
  • Ekrem Hayyam Dağ (Gaziantepspor)
  • Egemen Korkmaz (Fenerbahçe)
  • Fabian Ernst (Kasımpaşa)
  • Sezer Özmen (Çaykur Rizespor)
  • Cumali Bişi (Çaykur Rizespor)
  • Berat Çetinkaya (Adana Demirspor – Kiralık)
  • Umut Kaya (Denizlispor – Kiralık)
  • Simao Sarbosa (Espanyol)
Gelen oyuncular;
  • Berat Çetinkaya (Sakaryaspor)
  • Mehmet Akgün (Gençlerbirliği)
  • Oğuzhan Özyakup (Arsenal FC)
  • Olcay Şahan (FC Kaiserslautern)
  • Uğur Boral (Samsunspor)
  • Julien Escude (Sevilla)
  • Allan Mcgregor (Glasgow Rangers)
  • Batuhan Karadeniz (Eskişehirspor – Kiralık)
Bu tablo üzerinden işe en geriden başlayacak olursak, kaleci konusunda uzun süreden sonra yabancı alternatifine yönelindi. Ben de çoğu insan gibi Cenk'in bu takımda süre almaya başladığı ilk zamanlarda takımın uzun süre boyunca kaleci konusunda sıkıntı yaşamayacağını düşünenlerdendim ama maalesef Cenk sergilediği performans ve de yapamadığı sıçrama nedeniyle kaledeki derin boşluğu dolduracak "The One" olmadığını kanıtladı. Bu saatten sonra da çok büyük bir perfomans gösterip bizi yanıltacağını düşünmüyorum. Rüştü'nün de yaşı, aldığı garanti ücret ve kalecilikten çok yan hakem olarak kaldırdığı sol kolu nedeniyle bu bölgeye bir takviye yapılması gerekiyordu. Bu transfer döneminde kale için  iki alternatif konuşuldu, Ospina ve Mcgregor. Çoğu zaman olduğu gibi komşunun tavuğunun kaz gözükmesi nedeniyle Ospina da gözümüz kalmadı değil ama Mcgregor'un da Rüştü ve Cenk'den daha iyi bir opsiyon olacağını düşünüyorum.

Defansta opsiyonlarımız baktığımızda kadro Toroman, İsmail, Sivok, Rıdvan, Hilbert, Ersan, Tanju, Emre, Atınç ve Escude'den oluşuyor. Tabi burada transfer döneminde İsmail sakatlanması ve Egemen'in feda etmemesi nedeniyle  sol bek ve stoper opsiyonlarında sıkıntı oluştu. Elde kalanlara baktığımızda sol bek için altyapıdan gelen Emre ve her iki kantta bek oynayabilen Tanju'dan stoper opsiyonlarında ise Toroman, Sivok, Ersan ve Atınç'tan oluşuyordu. Dolayısyla hem sol bek hem de stoper için takviye ihtiyacı elzem gözüküyordu. Yönetim buradaki boşluğu ikisi bir arada vazifesi görebilecek Escude ile gidermeye çalıştı. Oyuncunun geçmiş performansına bakıldığında bence kağıt üstünde doğru bir hamle. Hem tecrübesi hem de sol ayak içine sahip bir opsiyon olarak bence Sivok'un yanında olumlu katkı sağlayacak. Tüm bu özelliklerinin yanında duran toplarda da hem ön hem de arka direğe giden bir opsiyon olarak Fernandes'in belki de ceza sahasında ilk alternatifi olacak. Stoper alternatiflerinde benim gönlümdeki bir numara bu kadro içinde tabi ki de Ersan ancak geçirdiği iki sakatlık nedeniyle onun antremana bile çıkması benim için bir mucize, eğer sezon içinde ritmini yakalayıp ilk sakatlığının öncesine dair bir performans sergilemeye başlarsa bu takımın ilk stoper opsiyonu olur. Sağ tarafa baktığımızda hocanın ilk alternatifi Hilbert gibi gözüküyor. Hilbert hem ters kademesi hem de hücuma verdiği destek ile zaten o bölgenin ihtiyacını karşılayabilecek bir durumda, ben görece daha rahat maçlarda Hilbert ile başlayıp, derbilerde ise hocanın arkada Toroman önünde Hilbert opsiyonunu kullanacak gibi gözüküyor. Her iki kurguda da içinde Hilbert olduğu sürece burada bir sıknıtı olacağını düşünmüyorum. Geçen seneye baktığımızda Carlos'un yakaladığı galibiyet serisinde de Hilbert'in hem savunma hem de hücum desteği çok önemli bir faktör olmuştu. Sol tarafata ise İsmail'in durumu nedeniyle ligin ilk yarısında Emre'nin süre alması bekleniyor. Son ve en ciddi hazırlık maçında Emre burayı dolduracağının işaretlerini verdi. İsmail dönene kadar zaman zaman Uğur Boral desteği ile burada da sıkıntı olmayacağını düşünüyorum.

İşin en heyecanlı ve takımın en çok potansiyel vaad eden bölgesine geldik. Buranın amiri Fernandes gibi gözükse de özellikle Oğuzhan ve Olcay sergileyeceği performansı merakla bekliyorum. Samet Hoca oynattığı maçların bir bölümünde orta sahayı klasik 4 - 4 -2 şeklinde değerlendirdi. Burada da Fernandes'in yanında topa basan bir opsiyon ile oynattı. Açıkçası kadroya baktığımızda bu alternatifte Fernandes'in yanını dolduracak direkt bir opsiyon yok bu nedenle bu formatta ısrar edeceğini düşünmüyorum. Ben orta sahanın Kayseri maçının ikinci yarısında kullanılan formatta Veli - Olcay - Fernandes - Oğuzhan - Pektemek olarak şekilleneceğini düşünüyorum. Burada en büyük sıkıntı savunma önüne konacak olan pozisyonda çıkıyor. Kadroya bakıldığında buranın opsiyonları Veli ve Necip. Her ikisi de maalesef kazanılan topu en doğru opsiyona yönlendirecek yeteneğe sahip değiller. Bu dizilimde gözlerimiz oraya konacak bir Giunti'yi aramıyor desem yalan söylemiş olurum. O tipte bir oyuncu ile belki de uzun zaman sonra en efektif orta sahayı kurmuş olabilirdik. Oyun modeline bakıldığında duran top organizasyonunu bir kenara bıraktığımızda takımın set hücumundaki tek opsiyonu Fernandes'in yaratıcılığı olarak gözüküyor, o alternatif de kitlendiğinde geriye kalan oyuncuların kendi başlarına bir opsiyon oluşturmaya uzak gözüküyorlar bu nedenle de rakipten kapılacak topları bir an önce Fernandes ile buluşturulması ve onun da kanat pozisyonunda bulunan Olcay ve Pektemek'e servis yapması takımın en önemli hucüm opsiyonu olacak. Oğuzhan, Olcay ve Pektemek bu tip rakibin eksik yakalandığı pozisyonlar için doğru bir kurgu. Üçü de bu tip kurguda adam eksiltip kaleyi düşünme potansiyelleri var. Bu opsiyonların dışında kalan ekipte ise Uğur, Muhammed, Mehmet Akgün ve Burak Kaplan var. Uğur'un ortanın solunda bir opsiyon olarak takıma alternatif olacağını düşünmüyorum. Büyük takımdan ayrıldıktan sonra ikinci şansında kendisini ileriye taşıyan çok az örnek var ve bunlara Uğur eklenecek gibi durmuyor. Muhammed'den bu sene çok fazla bir şey beklemek onu gereksiz bir yükün altına sokar diye düşünüyorum. Hoca da bunun farkında olduğu için onu görece rahat maçlarda sonradan oyuna dahil edecektir. Onun için en iyisi bu sene için lig tecrübesi edinmek olur. Aslında bu ekip içinde Fernandes'ten sonra orta sahanın sorumluluğunu verebileceğimiz oyuncu Burak Kaplan ama hoca kendisine bu kadro içinde opsiyon sunmayacak gibi gözüküyor. Belki de bunun cevabı sevgili Orhan'ın yazıdığı bu postun kısaca bölümünde özetlediği bölümde olabilir. http://devrimderki.blogspot.com/2011/05/burak-kaplan-besiktasta.html

Hucüm opsiyonlarımız ise Almeida, Holosko, Pektemek ve Batuhan'dan oluşuyor. Batuhan'ın geliş şekli, karakteri, sıkıntılarının başka bir yazıya bırakıp ne verebileceğine bakarsak bu dörtlü içinde bence potansiyeli en yüsek oyuncu. Tabi potansiyeli en yüksek oyuncu derken açtığımız parantezin içine 1.000 vuruşluk yapmaması gerekenleri yapdığı takdirde notunu eklemek lazım. Batuhan ile ilgili olarak Samet Hoca "ben kendisi ile ilgili tüm sorumluluğu alıyorum ve onu oynatırım" dedikten sonra zaten bize de çok fazla bir söz söylemek gerekmez. Gerçekten de hoca Batuhan'dan bahsettiği verimi alırsa takımın bir kaç kademe üstüne çıkmasını sağlar ama Batuhan'ın olduğu cümlenin için o kadar çok ama oluyor ki ben bu performansın alınacağını çok olumlu gözükmüyor. Batuhan dışındaki opsiyonlar ise potansiyeli çok yüksek ama bir türlü bu potansiyeli sürekliliğe taşıyamamış bir Pektemek, basit pozisyonları kaçırma ustası Almeida ve son anda FEDA ederek takımda kalan Holosko'dan oluşuyor. Şayet adı geçtği gibi Lazoviç bu kadroya katılsaydı hücum hattı konusunda daha net bir tablo ortaya konabilirdi ama bu hali ile hücum hattımız dört bilinmeyenli bir denkleme sahip, Samet hoca umarım buradan doğru şıkkı verecek ikiliyi yaratır.

Özetle savunması geçtiğimiz senelere göre daha sağlam ve topla ilişkisi daha güçlü, orta sahası heyecan veren forveti soru işaretleri ile dolu bir takımımız oldu, hayırlısı olsun diyelim.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...