3 Ekim 2010 Pazar

Avni Aker'de Malubiyet

Schuster Quaresma'nın yokluğunda son maçlarda kullanmaya başladığı baklava orta saha modelinden vazgeçerek sezon başından beri uyguladığı taktik ile oynucularını sahaya çıkardı. Bu planındaki en büyük atak opsiyonu da Guti'nin Hilbert'e atacağı paslarda onu Cale ile birebir bırakmaktı. Planın birinci bölümünde sorun yoktu ama Hilbert'in gönderdiği paslar sonucundan Beşiktaş'ı skor avantajına taşıyacak bir sonuç ortaya çıkmadı. Bu opsiyon dışında kalan sol kanat ve ortadan aralara atılacak paslarla bulunacak pozisyonlar içinde son noktada bulunan oyuncuların kötü futbolu Beşiktaş'ın dün akşam skor bulamasının nedenlerindendi.
Holosko aslında Avusturya'da attığı golün morali ile bu maça başlamıştı ama dün akşam Tabata'nın duran top organizasyonunda yaptığı yaptığı ortaya vurduğu kafa dışında tek bir pozisyonda bile etkili olamadı. Aldığı her topta ya rakibin içinden geçmeye kalktı ya da verdiği kötü pas ile atağın bitmsine sebep oldu. Schuster ikinci yarıda Holosko'ya alternatif olarak Yusuf'u o bölgede düşünebilirdi ama o bu opsiyonu hiç değerlendirmedi. Nobre için de benzer yorumları yapabiliriz, kanatlardan ortanın az sayıda geldiği ve serbest vuruş veya kornerlerin az sayıda olduğu bir maçta Nobre'nin etkili olmasını beklemek biraz hayal kurmak olur aslında. Guti bir kaç pozisyonda ceza sahası önünde topla buluştuğunda Nobre'nin kale sahasına doğru koşuyu yapmasını bekledi ama Nobre'nin futbol anlayışında ne yazık ki bu tip görüşler yok. Hücumdaki bu etkisizliğe ramen Beşiktaş ilk yarının sonlarında ve maçın sonunda skor yapabileceği şansları eline geçirdi ama birincisinde direkt ikincisinde ise Ceyhun son anda golün olmasını engelledi.
Açıkçası takım kadroları geldiğinde Şenol Güneş'in orta sahadaki Selçuk - Engin - Colman tercihi nedeniyle Beşiktaş'ın orta sahaya daha fazla hükmedeceğini düşünüyordum. Ama Ersnt'in performansının düşük seviyede kalması ve Marco'nun henüz istenilen seviyede fizik gücünün olmaması nedeniyle bu bölgede de çok etkin olunamadı. Ligin ilk haftalarında Necip - Ernst ve Guti ile ora saha oluşturulduğunda Marco'nun yerine oynayan Ernst defansif katkının yanında ofansa da yardım ediyordu. Son haftalarda Macro'nun Ernst'in görevini alması ile birlikte yeterli fizik kapasitesinin olmaması nedeniyle adeta 3. stoper olarak oynuyor. Bu nedenle de takımın orta sahadaki etkinliği azalıyor.
Bu noktada Hakan'ı takdir etmemiz gerekiyor. Fenerbahçe maçında eleştirdiğimiz Hakan tekrar sezon başındaki sakatlanmadan önceki formunu yakalamaya başladı. Dün akşam maçın 1-0 bitmesinin ve aradaki farkın daha fazla artmamasını sağlan kişiydi.
Dün akşamki malubiyet ile birlikte ilk yedi haftaya baktığımızda Bursaspor'un altıda altı (Gaziantep maçı mutemelen 3 puan olarak tescil edileceğini kabul edersek)performansı dışında ligin zirvesindeki takımların arasında büyük bir fark bulunmuyor. Beşiktaş'ın puan kayıpları içeride İBB ve deplasmanda Fenerbahçe ve Trabzonspor ile oldu. İBB kaybı dışındaki kayıpları olağan sonuç olarak adlandırabiliriz. Açıkçası milli maç arasından sonra Beşiktaş'ı ligde daha ciddi rakipler bekliyor. Bu arada Schuster'in Quaresma'sız Beşiktaş için alternatifler yaratması gerekiyor.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...