17 Ekim 2010 Pazar

Fiyapı İnönü'de İlk Mağlubiyet

Beşiktaş, İnönü stadının yeni sponspor ismi ile çıktığı ilk maçta iç sahadaki ikinci mağlubiyetini aldı. Sponsorluk konusu geçtiğimiz hafta oldukça yoğun şekilde tartışıldı ve bir çok insan stadın önüne sponsor isim alınmasına olumsuz olarak yaklaştı. Benim bu konuya yorumum gayet basit, Guti'yi Quarema'yı ve hatta Iverson'u istiyorsan takım içinde değerlendirebileceğin tüm sponsorluk fırsatlarını kaçırmayacaksın. Bu günümüz futbol ekonomisinin olmazsa olmazıdır.
Guti ve Quaresma'nın yokluğunda Beşiktaş, Hilbert hariç Mustafa Denizli'nin elinde olan kadro ile maça çıktı. Bu durum bize sene başından beri konuşulan Denizli - Schuster karşılaştırmasını daha objektif bir şekilde yapmamızı dasağladı. Açıkçası benim tercihim çok açık, Denizli'nin kazanan Beşiktaş'ı yerine dün akşamın kaybeden Schuster'ini tercih ederim. Bu tercihin ana nedeni iki çalıştırıcı arasındaki anlayış farkıdır. Dün akşam takımın başında Denizli olsa muhtemelen Necip sahada olmaz, maçın son bölümünde de sahaya Onur değil Yusuf girerdi. Tabiki bu tercihler Beşiktaş'ın belkide dün akşam puan kazanmasını sağlardı ama gelecek adına bir yatırım olmazdı.
Maçın teknik analizine baktığımızda Schuster sahaya  ortada baklava düzeni ve ileride iki forvet ile çıktı. Orta dörtlüden Fink en arkada, Necip ve Ernst kanatlara yakın orta bölgede ve Tabata forvet arkasında oyuna başladı. Hikmet Karaman'da bu oyun düzenine karşı özellikle kanatlardan atağa çıkacak iki bek Hilbert ve Üzülmez'in arkasına adam kaçırmaya yönelik bir plan ile sahaya çıktı. Zaten maçın ilk bölümünde Beşiktaş'ın hucuma çıkarken orta sahada kaprıtdığı bir top ile Üzülmez'in arkasına Isaac'i kaçırırak ilk pozisyonu ve gölü buldular. Yenilen ilk golde Üzülmez kadar Necip'in de doğru yerde olmaması nedeniyle hatası vardı. Golden sonra her iki takımda kendi sağ kanatlarından tehlilkeler bulmaya devam ettiler. Beşiktaş özellike Hilbert ve Ernst iklisinin etkili oyunu ile pozisyon bulmaya başladı ancak beklenen gol ilk golde hatası olan sol kanattan geldi. Necip'in ceza sahasında doğru yere dönderdiği topta Nobre tam pozisyon bitti dediğimiz anda topu çevirerek Bobo'nun gölü atmasını sağladı. Maça denge geldikten sonra Beşiktaş yine Hilbert ve Ernst ile etklili olmaya çalışırken Manisa'da yine çizgi defansın arkasına attığı toplarla ğozisyon kovalamaya devam etti. Schuster'in oynatmak istediği oyun içinde özellikle Sivok'un yeteneklerine fazlasıyla ihtiyacı var ancak Sivok'un talihsiz bir şekilde sakatlanarak sezonun büyük bölümünde olmayacak olması Beşiktaş'ın defans kurgusunda ciddi sıkıntılara yol açıyor. Özellike geçiğimiz sene Denizli'nin oynattığı oyun nedeniyle ceza sahası savunmasında iyi bir performans sergileyen Ferrari bu sene açık alanda takımın en kötü defans oyuncusu performasını sergiliyor. Beşiktaş muhtemelen devre arasında buraya bir takviye yapacaktır.
Takımın bir diğer uzak ara formsuz oyuncusu da Holosko. Holosko'yu tanımak gerçekten mümkün değil, sezon başında gidecek oyuncu alternatiflerinde benim oyum Holosko'dan yana idi. Açıkçası Delgado yerine Holosko ile yollar ayrılsaydı dünkü maç gibi takımda yaratıcı oyuncu sıkıntısı çekilen maçlarda Delgado rahatlıkla Guti'nin alternatifliğini üstlenebilirdi. Holosko özellikleri itibari ile de Schuster'in oynattığın oyun düzenlerinin hiçbirisinde yer bulma şansıda bulunmuyor. Bu dezavantajın yanı sıra sergilediği kötü performans ile de takım için ciddi sıkıntı yaratıyor. Bu kısa Holosko değerlendirmesinden sonra maça tekrar geri döndüğümzde, özellikle ikinci yarı başında yenilen gol  ve hemen arkasından Tabata'nın gördüğü kırmızı kart ile birlikte artık maçın geri dönüşü oldukça zora girdi. Bu noktada Schuster oyuna müdahale ederek Fink'i çıkartıp az önce eleştirdiğimiz Holosko'yu oyuna aldı ve Holosko'yu sol Nobre'yi sağa alıp önde tek başına Bobo'yu bıraktı, buna karşın Hikmet Karaman'da Makukula Yiğit Gökoğlan değişlikğine gitti. Değişikliklerden kendine avantaj sağlıyan taraf Murat Erdoğan'ın şık pasını gole çeviren Yiğit  ve Karaman oldu. Bu golden sonra Schuster bir hamle daha yaparak oyuna Onur'u aldı. Trabzon maçından sonra bu maçta hemde böyle bir durumda iken yapılan Onur hamlesi nedeniyle kendisine müthiş saygı duydum. Onur'da Necip gibi Beşiktaş'ın uzun yıllar kendisinden fayda sağlayacağı önemli bir yetenek ancak özellikle fiziksel olarak daha fazla güçlenmesi gerekiyor. Bu süreç içinde Manisa'nın da 10 kişi kalmasıyle maçın son bölümünde belki de 1 puan çıkarabiliriz umudu ile rakip kalede müthiş bir baskı kuruldu. Farkı bire indiren gol geldi ama kalan sürede net pozisyonlar bulunmasına ramen gol gelmeyince iç sahadaki ikinci malubiyet alınmış oldu.
Ligin sekizinci haftası itibari ile  kaybedilen 11 puan şampiyonluk yarışını takip etmek adına fazla sayılabilir ama Beşiktaş'ın oyun oynama isteği arzusu bana gelecek dönem için umut vermeye devam ediyor.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...