30 Ağustos 2010 Pazartesi

Kardemir Karabük Deplasmanı


Hafta içindeki UEFA'da gruplara kalmanın mutluluğu ile geldiği deplasmanın çok kolay geçmeyeceğini düşüyordum. Özellikle ilk kırkbeş dakika bu beklentimi doğrular bir şekilde geçti. Beşiktaş bu sezon kendi sahasıda dahil olmak üzere yine çok kötü bir zeminde maç oynama durumunda kaldı. Türkiye sınırları içinde bu takımı bir gün düzgün bir zeminde seyredeceğimi umuyorum. Schuster'in üst üste aynı 11 ile çıkmayacağını artık sürpriz haber olmaktan çıktı. Dün akşamki kadro değişiminde sıra sağ ön, stoper ve forvet mevkilerinde yaşandı. Özellikle sakatlık sonrası oynadığı ilk maçta Emenike gibi bir forvetle karşılaşması Toroman'ın muhtemelen sezon boyunca sergiliyeceği en kötü kırkbeş dakikayı oynamasını sağladı. Hata ile başladığı maçta özellikle ilk yarıda Emenike'nin girdiği 5 gol pozisyonun yanlızca bir tanesi gol olduysa bunun için öncelikle kaleci Cenk'e dua etmelidir. Tabi bu performansda Toroman kadar Emenike'nin de hakkını teslim etmek gerekir. Geçen sene Bank Asya 1. Lig'de göz alıcı performans sergileyen Emenike Spor Toto Süper Lig'de de kaldığı yerden devam ediyor. Özellikle deplasman maçlarında Cernat ile birlikte sergileyeceği performans ile geldikleri ilk senede düşme hattından uzak rahat bir sezon geçireceklerini düşünüyorum. Toroman'ın gelecek haftalarda form kazanması ile beraber Schuster'in stoper tercihlerinde öncelikli seçeneği olacağını düşüyorum.

Hilbert'in yerine tercih ettiği Tabata'nın dün gereken performansı sergilediğini düşünüyorum. Hilbert'ten farklı olarak orta sahada daha fazla ortaya doğru gitme düşüncesinde, bu tercihi sayesinde orta sahadaki baskıya ek bir güç oluştururken ondan beklenen kanat bindirmelerini sergileyemiyor. Tello'nun gidişi ile oynadığı maçlarda duran topların kullanıcısının kendisi olması gerektiğini dün birkez daha gösterdi. Aslında bu noktadan bakarak Beşiktaş'ın uzun süredir duran toplardan kazanılan goller açısından bir sıkıntısı vardı. Ancak son maçlara baktığımızda özellikle korner ve kanatlardan kullanılan serbest vuruşlarda farklı alternetifler deneniyor. Bu denemelerin meyvesini de dünkü maçta iki gol ile kazandı. HJK maçında ön direkte topu ağlara gönderen Necip dün de ön direkten topu aşırarak Nobre'nin kolay bir şekilde beraberliği sağlamasına imkan verdi.

Dünkü maçta tüm resmi maçlarda doksan dakika sahada kalan Ernst'in bir miktar fiziksel düşüşüne tanık olduk, Beşiktaş'ın topu kendinde tutamadığı dönemlerde defansa yardım konusunda ciddi şekilde zorlandı. İkinci yarıda topun hakimiyetinin Beşiktaş'ta kalması ile daha rahat bir ikinci yarı geçirmesini sağladı.

Transferin son iki gününe girdiğimizde henüz Bobo ve Nobre'nin alternatifi konusunda henüz bir adım atılmadı. Zaten bu saaten sonra da gelecek alternatif onların yerine direkt olarak değil muhtemelen üçüncü alternatif olarak takıma katılacak bir isim olacak. Bu durum aslında takımın en yumuşak karnı olarka gözüküyor. Guti'nin tüm sezon boyunca üst düzey performans gösteremiyeceğini göz önüne alırsak forvet ikilisinin kişisel yeteneklerine kaldığımız dönemlerde Bobo ve Nobre bu yeteneği sergileyecek performanstan maalesef uzak gözüküyorlar.

Tabi tüm bu yorumlardan sonra Quaresma'ya da bir parantez açmak gerekiyor, şimdiden sergilediği performans ile gelmiş geçmiş takıma en çok katkı verecek yabancı oyuncu olarak duruyor. Şu anki görüntü itibari ile hem o Beşiktaş'a hem de taraftar ona fazlasıyla ısınmış gözüküyor. Özellikle ikinci yarıda sergilediği performans ve istek puan kaybı ihtimali olan maçların bir çoğundan sorunsuz bir şekilde çıkılmasını sağlayacaktır.

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...