23 Kasım 2010 Salı

Yönetim Olarak Hocamızın Arkdasındayız

Başlıktaki demeç kulüb başkanın ağızından basına yansıdığında aslında iş çoktan bitmiş demektir. Gelin sizle birlikte bu demece kadar gelinen yolu beraberce gözden geçirilim;

- İlk adımda yeni bir umut ile teknik direktör transfer edilir, yeni teknik kadro kulübe bir transfer listesi verir, kulüp başkanımız işbilir iki yöneticisini bu transferleri bitirmek için görevlendirir. Cabbar yöneticilerimiz yaz sıcağında Avrupa senin Güney Amerika benim gezmediği yer bırakmaz büyük çabalar ve de fedakarlıklarla teknik direktörün istediği oyuncular transfer edilir. Yeni oyuncular havalanında karşılanır, oyununcunun kariyerine göre imza törenine başkan veya transferi tamamlayan yöneticinin katılımı ile imza törenleri düzenlenir. Oyuncuya top sektirtilir, bayrak öptürlür. Takımın arkasından su döküp yurtdışı kampına gönderilir. Kudretli ve yüce başkanımız arada kampı ziyaret eder, teknik direktörüne başarı beyanatlarında bulunur ve artık yapabileceği herşeyi !!! yaptığı için köşesine çekilir ve gelecek başarıları bekler.

- Lig başlar, birkaç kötü sonuça ramen takımın gidişatında bir problem yoktur. Başkan basına, geleceğe yönelik güzel mesajlar verir, teknik direktörün ve yapılan transferlerin ne kadar doğru kararlar olduğundan bahseder, geçmişteki hatalardan ders çıkarıldığını bunlara istinaden doğru kararlar verildiğini söyler. Bu arada birkaç deplasmanda puan kaybı olmuştur ama bunlar çok göze batmaz. Hedef Avrupa'da gidilebildiği yere kadar gitmektir !!!

- İlk şok genelde Avrupa'dan gelir, kuralar çekildiğinde yüce ve kudretli basınımız tarafından mahalle takımı olarak nitelendirilen takım içerideki maçta en az berberlik alır. Bu maç genelde önemsenmez deplasmanda bu işi bitirebileceğimiz, içerideki maçın tamamen tesadüf olduğundan bahsedilir. Ama gerçek böyle değildir, mahalle takımı kendi sahasında aldığı skorlar bizimkileri eler. Bu noktada yönetimden ilk çatlak sesler gelir. Genelde yönetim kurulunun en kıdemli üyesi hafifce oyunculara ve teknik kadroya sallar ama bu noktada sesler çok da fazla yükselmez hatta yüce kudretli basınımızın yorumlarında Avrupa'dan elenmenin iyi olduğu bu sayede Şampiyonluk yolunda avantaj sağlandığından bahsedilir. İki gün sonra mahalle takımına elenme konusu unutulur.

- Lige iyi bir giriş yapan takımımız ilerleyen haftalarda  deplasmanda ilk mağlubiyetini alır. Tecrübeli yönetici ağabeyimiz sesini biraz daha yükseltir hatta maçtan sonraki ilk idmana genelde futbol şubesi sorumlusu ile birlikte katılır. Futbolcuları hafifçe kulağı çekilir. Yüce ve kudretli basınımızda da teknik direktör ile ilgili birkaç yazı çıkmaya başlar, kariyeri yavaş yavaş sorgulanmaya başlar.

- Haftalar ilerler iç sahada ilk mağlubiyet gelir. Artık yavaş yavaş kulüp başkanı, deneyimli yöneticimizin yerini almaya başlar. Teknik direktörden detaylı bir rapor ister bu rapora istineden alınacak kararlar masaya yatırılır. Bu arada yüce ve kudretli basınımız teknik direktörün antreman tekniklerini zayıf bulur, oyuncuların iyi çalıştıramadığından sezon öncesi yüklemlerin iyi olmadığından bahseder.

- Kötü sonuçlar devam edince teknik direktörün daha önce verdiği rapora istinaden çıban başı oyuncular kadro dışı kalır. Bu kadrodışı kalma konusunda iki entresan nokta vardır. Birincisi kadrodışı kalan oyuncu önümüzdeki haftalarda teknik direktör ile yolların ayrılması ile birlikte ilk maçta sahaya çıkar ikincisi de   bu oyuncular hep aynı adamlardır. Bugün bile hiçbir problem yokken kendi takımınızda 2 -3 ismi rahatlıkla sayabilirsiz.

- Tabi takımımız büyük !!! takım olduğu için işler hep kötüye gitmez. Yönetimin hafif yollu darbesi sayesinde birkaç maç kazanılır, tekrar teknik direktöre güven mesajları verilir. Bu süt liman durum ilk derbye kadar devam eder. Derby mağlubiyeti bardağı taşıran son damla olmuştur, yönetim zorunlu olarak masaya yumruğunu vurmak zorunda kalmıştır. Bu esnada yüce ve kudertli basınımız teknik direktör listeleri yayınlamaya başlar. Daum ve Lucescu'nun göreve hazırız demeçleri ortalıkta dolaşmaya başlar. Gerçekten de yönetim altertiflere bakmaya başlamıştır. Takımda yeni kararlar alınır, futbolcular hafta içini tesislerde geçirmeye başlar, cezalar kesilir, basın ile konuşmalar yasaklanır. Bu esnada yüce ve kudretli basınımızda teknik direktörün aslında hoca olmadığından bahseder.

- Ve beklenen sonra yaklaşılır,takımın ilk mağlubiyetinde yönetim kurulu acil toplantıya çağrılır. Yönetim toplantısının sonucunda "HOCAMIZIN ARKASINDAYIZ" mesajı çıkar. Bunun anlamı toplantıda yeni hocayı belirlediktir. Alınacak ilk kötü sonuçla teknik direktör ile yollarımız ayırlır :) Yeni hoca yeni heyacan olarak işe tekrar başlanır.

Bilmiyorum bu yazdıklarım size tanıdık geldi mi?

Hiç yorum yok:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...